Anonim Şirket Pay Sahiplerinin Mali ve Şahsi Hakları
I- GİRİŞ
Anonim şirket ortaklarının sahip olduğu haklar, öğretide genel olarak çeşitleri (mali ve şahsi haklar) ve kullanış biçimleri (çoğunluk, azınlık, bireysel ve müktesep haklar) bakımından sınıflandırılmaktadır. Bu çalışmamızda, pay sahiplerinin mali ve şahsi hakları üzerinde durulacaktır.
Pay sahiplerinin mali haklardan yararlanmasında ölçü, kural olarak sermayeye katılma oranıdır. Mali haklardan bir paya sahip olan ortak bir birim, doksan paya sahip olan ortak ise doksan birim yararlanır. Buna oransallık (nispetlik) ilkesi denir. Bu ilke kapsamında kullanılan haklara mali haklar denir. Bu haklar, pay sahibine anonim şirket malvarlığı üzerinde hakimiyet ve tasarruf imkanı vermez; buna karşılık, katılma, yararlanma ve edinme hakkı sağlar[2].
Pay sahiplerinin şahsi haklardan yararlanmasında ise kural olarak sermayeye iştirak miktarının bir önemi yoktur. Bir tek paya sahip olan hissedar dahi, kendisine tanınan hakları kullanabilir. Şahsi haklar, pay sahiplerinin eşit işleme tabi tutulma ilkesinin bir gereğidir.
Ortakların sahip olduğu hakların her biri, bağımsız bir çalışmaya konu olabilecek derinliğe sahiptir. Bu çalışmada ise, anonim şirket ortaklarının sahip olduğu haklar, bir bütünlük içerisinde ve toplu olarak incelenmiş ve bu sayede pay sahiplerini, hakları konusunda genel olarak bilgilendirmek amaçlanmıştır.
II- MALİ (MALVARLIKSAL) HAKLAR
Anonim şirket ortaklarının sahip olduğu mali hakları; kâr payı alma, tasfiye payına iştirak, bedelsiz pay edinme, yeni paylardan önalım (rüçhan), hazırlık dönemi faizi alma ve tesislerden yararlanma hakkı olarak sıralayabiliriz. Söz konusu haklar, aşağıda ayrıntılı olarak değerlendirilmiştir.
A- KÂR PAYI ALMA (TEMETTÜ) HAKKI
Kâr payı alma hakkı, pay sahiplerinin payları oranında, kanun ve esas sözleşme hükümleri ile genel kurul kararlarına göre dağıtılmaya karar verilen safi kâra katılma hakkıdır (TTK md. 455). Bu hakkın kısıtlanması (bazı paylara imtiyaz tanınması, kârın dağıtılmamasına karar verilmesi gibi) mümkün ise de, özüne dokunulamaz.
Esas sözleşmede aksine bir düzenleme yoksa, pay sahibinin alacağı kâr payı oranı, ödemiş olduğu sermaye payına göre tespit edilir. Kârın dağıtımına karar verme yetkisi ise genel kurula aittir. Genel kurulun kâr payının dağıtılmasına ilişkin kararı, yenilik doğurucu bir karar olup, genel kurul kararından itibaren ortakların ve diğer ilgililerin alacak hakkı doğar. Kâr payının, paydan ayrı olarak devri ve haczi mümkündür. Ayrıca, şirketin kâr payını ödemede temerrüde düşmesi halinde ortakların faiz isteme hakkı vardır. Kâr payı muaccel olduktan sonra 5 yıl içinde şirketten istenmemesi halinde zamanaşımına uğrar.
B- TASFİYE PAYINA İŞTİRAK HAKKI
Esas sözleşmede aksine bir düzenleme yoksa her pay sahibinin, şirketin infisahı (dağılması) halinde, payı nispetinde infisah eden şirketin malları üzerinde tasfiye neticesine iştirak hakkı bulunmaktadır (TTK md. 455/1). Bu haktan yararlanabilmek için şirketin tasfiyeye girmesi ve borçlarını ödemesi sonrasında aktif varlığının bulunması gerekir.
Tasfiye payı, esas sermayeye mahsuben pay sahibinin şirkete yaptığı ödemelerle orantılı olarak (ödenmiş sermayeye göre) hesap ve tespit edilir ve nakit olarak ödenir. Ancak, bu kuralın aksine esas sözleşmeye hüküm konabilir[3]. Tasfiye payı da kâr payı gibi devir ve haciz edilebilir.
C- BEDELSİZ PAY EDİNME HAKKI
Pay sahipleri, yedek akçelerin ve yeniden değerleme fonunun esas sermayeye dönüştürülmesi ile oluşan yeni payları, oransallık ilkesine göre edinme hakkına sahiptir. Ortaklar, bu paylar için bir bedel ödemez. Bu hak, anonim şirketin malvarlığından doğrudan yararlanma olanağı veren bir servet hakkıdır. Pay sahibi bu haktan mahrum bırakılamaz ve pay sahibinin bu hakkı sınırlandırılamaz[4]. Bu şekilde ortağın paylarının, toplam paylara oranı korunmuş olmaktadır.
D- YENİ PAYLARDA ÖNALIM (RÜÇHAN) HAKKI
TTK’nın 394. maddesi, ortaklara sahip olunan paylar ile orantılı olarak esas sermayenin artırılması sırasında yeni payları alma hakkı tanımıştır. Düzenlemenin amacı, ortakların sahip olduğu payların sermaye artırımı sonucu değerinin aşınmasını önlemek[5] ve pay sahibinin sermaye artırımından önce yönetimdeki etkinlik durumunun sermaye artırımından sonra da aynı kalmasını sağlamaktır. Genel kurul, yeni pay alma hakkını sınırlandırabilir veya kaldırabilir, ancak bunu yaparken eşit işlem ilkesine aykırı davranamaz.
Yönetim kurulu, pay sahiplerine verilecek senetlerin ihraç bedellerini gazetelerle ilan eder ve pay sahiplerinin yeni pay alma hakkını kullanabilmeleri için en az on beş günlük süre tanır. Esas sözleşmeye ilanların ne şekilde yapılacağı hususunda hükümler konabilir.
Artırılan sermayeye katılma hakkının ihlal edilmesi halinde, ortakların dava açma hakkı mevcuttur[6]. Ancak, ortağın süresi içinde yeni pay alma hakkını kullanmaması durumunda, ortağın bu hakkı düşer.
E- HAZIRLIK DÖNEMİ FAİZİ ALMA HAKKI
Faaliyete geçmesi uzun zaman alacak bir anonim şirketin pay sahibi bulmasındaki zorluk dikkate alınarak TTK’nın 470. maddesindeki “Esas sermaye için faiz ödenemez.” hükmü şirkete katılımı özendirmek amacıyla TTK’nın 471. maddesinde yumuşatılmıştır[7]. Bu hükme göre; işletmenin tam bir şekilde faaliyete başlamasına kadar geçecek olan hazırlık devresi için pay sahiplerine, tesisat hesabına geçirilmek üzere belirli bir faizin ödenmesi, esas sözleşme ile öngörülebilir. Esas sözleşme bu devre ile sınırlı olmak üzere faiz ödemelerinin en geç ne zamana kadar devam edeceğini belirler.
İşletme yeni hisse senetlerinin çıkarılması suretiyle genişletilecek olursa esas sermayenin artırılmasına ilişkin kararda yeni pay sahiplerine, tesisat hesabına geçirilmek üzere belirli bir süreyle ve en geç yeni tesisatın işletmeye başlandığı güne kadar faiz ödenmesi kabul edebilir.
F- TESİSLERDEN YARARLANMA HAKKI
Bu hak, TTK’da öngörülmemiş olsa da, bazı anonim şirketlerin niteliğinden kaynaklanan ve esas sözleşme ile tanınan bir haktır. Bu hakkın dermeyanı için şirketin kullanılmaya müsait tesislerinin bulunması gerekir. Örneğin, plaj, spor tesisi veya kaplıca işletmeciliği yapan anonim şirket kendi pay sahiplerine tesislerinden yararlanma veya yararlanmada öncelik hakkı verebilir. Bu hak esas sözleşme ile tanınmadıkça şirketçe bir zorunluluk oluşturmaz[8].
III- ŞAHSİ (KİŞİSEL) HAKLAR
Ortakların şahsi hakları; genel kurula katılma, oy kullanma, bilgi alma, inceleme ve iptal davası açma hakkı olarak belirtilebilir. Söz konusu haklar detaylı olarak aşağıda açıklanmıştır.
A- GENEL KURULA KATILMA HAKKI
Genel kurula katılma hakkı, pay sahibinin şirket üzerinde etkili olmasına imkan veren[9] ve paylarından doğan haklarını kullanmasını sağlayan en önemli haklardan biridir. Bu hak; aynı zamanda pay sahiplerine görüşmelere katılma, genel kurulda konuşma, soru sorma, teklifte bulunma, görüş açıklama, alınan kararlara muhalefet etme, oy kullanma, seçme-seçilme, genel kurul kararları aleyhine iptal davası açma gibi haklar sağlar. Dolayısıyla, pay sahibinin genel kurula katılma hakkı vazgeçilmez ve bertaraf edilmez niteliktedir.
Bir pay sahibi genel kurul toplantısında oy kullanma hakkından yoksun olsa bile, genel kurul toplantılarına katılabilir. Bununla birlikte, pay sahibinin genel kurul toplantısına katılma hakkını kötüye kullanması (genel kurulun huzurunu bozması, taşkınlık yapması, rahatsız edici ve tehditkâr davranışlarda bulunması gibi) durumunda divan başkanlığınca yapılan uyarıya rağmen söz konusu davranışın devamı halinde pay sahibinin genel kuruldan çıkarılabileceği doktrinde[10] kabul edilmektedir.
B- OY KULLANMA HAKKI
Her pay, sahibine en az bir oy hakkı verir (oysuz pay sahibi olmaz ilkesi) ve bu hak pay sahibinin en geniş anlamda yönetime katılmasını sağlar. Pay sahibi oy hakkını ancak şirketin genel kurul toplantısında kullanabilir (TTK md. 360). Pay sahibi oy hakkından vazgeçemeyeceği gibi, bu hakkı kullanmaya da zorlanamaz[11].. Oy hakkı müktesep bir haktır (TTK md. 385). Dolayısıyla pay sahibi, rızası olmaksızın genel kurulun veya yönetim kurulunun kararıyla ya da esas sözleşmeye hüküm konulmak suretiyle bu hakkından mahrum edilemez. Ayrıca, oy hakkının kullanımı esas sermayeye katılma oranına veya pay bedelinin ödenme oranına bağlı kılınamaz. Ancak, bu hakkın kullanılmasına bazı sınırlamalar getirilebilir.
Pay sahibi oy hakkını genel kurul toplantılarında bizzat kullanabileceği gibi pay sahibi olan veya esas sözleşmede aksine hüküm yoksa pay sahibi olmayan üçüncü bir kişiye de vekaleten kullandırabilir, ancak temsilin yazılı olması gerekir (TTK md. 360).
C- BİLGİ ALMA HAKKI
Bilgi alma hakkı, pay sahiplerine anonim şirketlerde denetçiler eli ile yapılan korporatif (kurumsal) denetlemeyi tamamlamak üzere şirketin iktisadi ve mali durumunun, egemenlik ilişkilerinin ve çoğunluğa sahip pay sahiplerinin elde ettiği menfaatlerin tam olarak anlaşılması ve bu suretle hakların bilinçli bir şekilde kullanılması amacıyla tanınmış, bağımsız, devredilemeyen ve reddedilemeyen bir haktır[12].
TTK’nın 362. maddesine göre, anonim şirketlerde olağan genel kurul toplantısından en az onbeş gün önce kâr-zarar hesabının, bilançonun, yıllık raporun, safi kazancın dağıtılmasına dair teklifin ve denetçi raporunun, şirketin merkez ve şubelerinde bulundurulması, ayrıca bunlardan kâr-zarar hesabı, bilanço ve yıllık raporun toplantıdan itibaren bir yıl müddetle pay sahiplerinin emrine amade tutulması gerekmektedir. Bu süre zarfında her pay sahibinin, masrafı şirkete ait olmak üzere kâr-zarar hesabı ile bilançonun bir suretini talep etme hakkı bulunmaktadır. Şirket tarafından hamile yazılı hisse senedi ihraç edilmiş ise, bahse konu şirket merkezinde ve şubelerinde pay sahiplerinin emrine amade tutulduğu hususunun, hem Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nde, hem de ana sözleşmede gösterildiği şekilde ilan edilmesi; ayrıca pay defterinde kayıtlı olan nama yazılı hisse senedi sahiplerine de tebligat yapılması gerekmektedir[13].
D- İNCELEME HAKKI
Anonim şirketin iş ve muamelelerini denetleme görevi denetçilere aittir. Bununla birlikte, pay sahipleri şüpheli gördükleri noktaları denetçilerin dikkatini çekmeye ve kendilerinden gerekli açıklamayı istemeye yetkilidir[14].
TTK’nın 363. maddesi, pay sahiplerinin şirketin ticari defterleri ile belgelerini istedikleri zaman incelemelerine izin vermemektedir. Pay sahipleri şirketin defter ve belgelerini ancak genel kurulun açık izni veya yönetim kurulunun kararı ile inceleyebilir.
Pay sahiplerine tanınmış olan malumat alma hakkı (bilgi edinme hakkı ve inceleme hakkı), ana sözleşme veya şirket organlarından birinin kararıyla kaldırılamaz ve sınırlandırılamaz (TTK md. 363/3).
E- İPTAL DAVASI AÇMA HAKKI
Anonim şirket ortakları, kanun veya esas sözleşme hükümlerine ve özellikle objektif iyi niyet kurallarına aykırı olan genel kurul kararları aleyhine, toplantı tarihinden itibaren üç ay içinde şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinde iptal davası açma hakkına sahiptir (TTK md. 381).
Pay sahiplerinin genel kurul kararları hakkında iptal davası açabilmesi için karara muhalif kalması ve bu durumu tutanağa geçirtmesi veya genel kurulda oy kullanmasının haksız yere engellenmesi ya da toplantıya davetin usulü dairesinde yapılmadığını veya gündemin gereği gibi ilan ya da tebliğ edilmediğini yahut genel kurul toplantısına katılmaya yetkili olmayan kimselerin karara iştirak ettiklerini iddia etmesi gerekmektedir.
Pay sahibi, hem dava açtığı sırada hem de dava süresince pay sahipliği sıfatını taşıyor olmalıdır. Aksi takdirde dava ehliyet yönünden reddedilecektir.
İptal davası açılması, pay sahipleri tarafından bir güvence (teminat) verilmesi koşuluna bağlı değildir. Ancak şirketin talebi üzerine mahkeme şirketin olası zararlarına karşılık olarak pay sahiplerinden bir miktar güvence göstermelerine karar verebilir[15].
IV- SONUÇ
Anonim şirket pay sahiplerinin haklarının korunması amacıyla Türk Ticaret Kanununda bir takım düzenlemeler yer almaktadır. Bu düzenlemelerin başında pay sahiplerinin mali ve şahsi hakları gelmektedir. Pay sahiplerinin haklarını etkin bir şekilde kullanabilmelerinin ilk şartı, bu haklara ilişkin gerekli bilgiye sahip olmalarıdır.
TTK’da yer alan ve doktrinde kabul gören anonim şirket pay sahiplerinin mali hakları (kâr payı alma, tasfiye payına iştirak, bedelsiz pay edinme, yeni paylardan önalım (rüçhan), hazırlık dönemi faizi alma ve tesislerden yararlanma hakkı) ve şahsi hakları (genel kurula katılma, oy kullanma, bilgi alma, inceleme ve iptal davası açma hakkı) detaylı olarak yukarıda açıklanmıştır.
TBMM genel kurulunun gündeminde bulunan Türk Ticaret Kanunu Tasarısı ise, mevcut TTK’ya göre pay sahipliği hakları ile ilgili olarak daha koruyucu, uygulanabilir ve çağdaş düzenlemeler içermektedir. Söz konusu düzenlemelerin getirdiği yenilikler, ayrı bir çalışmada değerlendirilecektir.